Tüm iş hayatım E-Ticaret projelerinden ibaret ve bugüne kadar yaptığım görüşmelerin maalesef sayısını bilmiyorum. Fakat hemen hemen hepsinde ortak bir konudan bahsediyoruz. Perakende neden düşüşe geçiyor ve e-ticaretin geleceği nedir. Bir pazarlamacı olarak da yaptığım sunumlarda da genelde bu konudaki rakamları veriyorum ve bu yazıda da konuşma ve sunumlarda sunduğum nedenleri tek bir yerde toplamak istedim.
Öncelikle nedenlere başlamadan önce rakamları iyi bilmek lazım. Burada da birçok konuda olduğu gibi Amerika’daki rakamlara göz atabiliriz.
2018 Q2 itibarı ile online ticaretin perakendedeki oranı %9.7 ve 2020 yılı itibarı ile beklenti bunun %14.6.
Bu rakamlar oldukça küçük gözükebilir fakat 1950-2005 arasında dükkan dışı satışların (katalog vb. ) toptan perakendeye oranı hiçbir zaman %4-5 oranını geçemedi. Bu bilgiler ışığında rakamları incelersek aradaki büyümeyi görebiliriz. hele ki 2018 – 2020 arasındaki oranlara bakarsak bu kadar kısa bir sürede e-ticaretin nerede ise %50 büyüyeceği ön görülüyor. Perakendenin bu kadar hızlı büyümeyeceğini düşünürsek online ticaretin nereden müşteri çaldığı çok daha mantıklı olarak ortaya çıkıyor. Peki online ticaret nasıl oluyor da müşterilerin tercih sebebi oluyor. Bu konuda standart olarak verilen sebepler
– İş yeri kiraları çok yüksek
– Stok maliyetleri karlılığı düşürüyor
– Benzer alanlarda bulunmak rekabeti artırıyor ve karlılığı düşürüyor.
Evet bu konular kesinlikle gerçek fakat olaya bu kadar basit bakmak sadece gerçekleri göz ardı etmek diye düşünüyorum. Neden derseniz öne sürülen tüm mazeretler karlılık ile ilgili ve ölçek ekonomisi araçları ile çok ama çok kolay bir şekilde çözülebilirler.
Peki gerçekte nedir buradaki sorun. Bunu daha derinlemesine analiz ettiğimizde karşımıza şu 3 temel sorun çıkmaktadır.
1.Tüm sistemin özelleştirilebilmesi: Pazarlamada bir kural vardır : Eğer müşterinin beynine girebilirsen bu size pazarlamada da satışta da büyük bir avantaj sağlar. Bu hangi ürün veya hizmeti sattığınızdan bağımsız olarak işleyen bir kuraldır. İyi yöneticiler bir konuda çözüm bulamadıklarında veya optimum bir çözüm bulamadıklarında perakende noktalara giderler ve müşterileri gözlemlerler çözüm için. Bu bilgiler ışığında perakende işine bakıldığında klasik perakendede müşteriye temas eden nokta satış temsilcileridir (sektörden sektöre buradaki isim değişebilir). Ve burada sorun başlar. Her satış temsilcisinin analiz yapıp müşteriye özel çözüm üretmesini belemek mümkün değildir. bu yüzden tüm kampanya ve promosyonlara ve de ürünlere merkez karar verir ve mağazalarda / perakende noktalarda burada alınan kampanya / promosyon / indirimi uygular. Burada tüm müşteriler tek bir segment gibi düşünülür ve sistem öyle çalışır. Fakat günümüz teknolojisine baktığımızda en büyük teknoloji firmaları (Google / facebook ve hatta Amazon bile) bilgi üretme ve bunun işlenmesinden para kazanır. Bu teknoloji tabi ki e-ticaret siteleri tarafından da uygulanır. Doğru pazarlama yapan bir e-ticaret sitesi Akıllı Algoritmalar sayesinde site içinde müşterilerin tercihlerine göre onları otomatik olarak segmentler ve bu segmentlere uygun Promosyon / kampanyalar sunarak satış için en doğru tercihleri üretir. Bu şu aşamada Klasik Perakendenin baş edemeyeceği bir asimetrik güçtür.
2. Ulaşılan müşteri sayısı: E-Ticaretin en büyük avantajı kesinlikle yerden bağımsız olarak hedeflenen hemen hemen her alana kolaylıkla ulaşabilmesi. Yani tek bir e-ticaret sitesi ile tüm ülke ve hedeflemeye göre dünyadaki tüm potansiyel alıcılara ulaşmak için çok fazla masraf ve emek sarf etmenize gereke kalmıyor. Bu da ister istemez ölçeğin büyümesini sağlıyor. Bu yüzden de firmalar ürün sayılarını çok kolay bir şekilde artırabiliyor. Bunun sebebi ürünleri kolay tedarik edebildikleri için değil aslında. Tam tersi pazarlamayı ve satışı daha iyi öğrendikleri için. Günün sonunda pazarlama işini çözen bir site herhangi bir ürünü satmakta zorlanmıyor. bu ürün hakkında bilgisi olan çok fazla personel bulmasına gerek kalmıyor.
3.Müşteriye verilen hizmetin ölçülememesi ve bir standardının olmaması: Perakende sektöründe müşteriye dokunan kısım yapraklar yani mağazalardaki personeller ve buradaki bildiğiniz gibi tüm akış çalışanlar üstünde. Dolayısı ile mağaza sayısı arttıkça sistem teknoloji olarak ölçeklenip büyütülebiliyor fakat maalesef işin içinde insan faktörü olunca mağaza içi hizmet için bir standart tutturmak mümkün olmuyor. Bu yüzden de olay tamamen de olmasa büyük bir kısım olarak mağaza personelinin insafına kalıyor. Ve müşteri doğası gereği tek bir personel ile ufacık da bir sorun yaşasa buradaki tüm sorunun mağazaların tamamında olduğunu düşünüyor ve maalesef çevresine de bunu yansıtıyor. Peki online ticarette durum nedir. Akış olarak ikinci kısım aynı. Sitede tek bir ürün ile ilgili sorun yaşarsa tüm sitedeki ürünlerin Problemli olduğunu düşünüyor fakat ilk kısımda olay biraz daha kolay. Tüm site tüm müşterilere aynı şekilde hizmet ettiği için insanlara bağlı hata oranları azalıyor. Bu da başarı şansını artırdığı gibi müşteri olarak da memnuniyet oranını artırıyor.
Temel olarak sorunlar incelendiğinde online ticaretin klasik ticarete göre 3 ayrı Asimetrik Güce sahip odluğunu görebiliriz. Bu da onun hızla büyümesini sağlamaktadır. Biz PROJESOFT olarak pek çok proje müşterimiz ile bu adımları dikkatli olarak incelemekteyiz. Ve bu inceleme doğrultusunda projeleri oluşturup gerekli geliştirmeleri yaparak PROJESOFT Platformu ile ürün satan müşterilerimizin kendi alanlarında Rakipsiz olarak ürün satmaları için tüm teknolojik alt yapıyı sunmaktayız.