Dönemler gibi internetin anlayışı ve dili de hızla değişiyor. Son yıllarda internette tüketicilerin ilgisini çeken sosyal sorumluluk kampanyaları firmaların imajını güçlendiriyor.
Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte internetin dili de değişti. Mevzuata göre yıllar önce çok normal sayılan espriler ve dil bir dönem tamamen tabu haline gelebiliyor. Sosyal medya sayesinde artık tüketiciler, insan haklarına ve sosyal sorumluluğa karşı daha duyarlılar. Yabancılar bu akıma Social Justice Warrior (Sosyal Adalet Savaşçısı) diyor. Kısacası SJW olarak adlandırılan bu akımda, aslında geçmişte çok normal sayılan bazı yazım dilleri, şirket hamleleri ve espriler bile büyük ayıp sayılıyor.
Normalde şirketlerin halkla ilişkiler departmanlarının üstelendiği bu yeni sosyal sorumluluğa uygun dil değişimi için kendinizi hazırlamanız gerekiyor. Hatırlarsınız H&M markası geçtiğimiz yıl siyah bir üründe Afro Amerikan manken kullandığı için tüketiciler tarafından boykot edilmişti. Büyük firmalar yükü halkla ilişkiler yöneticilerine yıkarak bu değişimden zararsız şekilde kurtulabiliyor. KOBİ seviyesindeki firmalar ise SJW çağında pek şanslı değiller. Bu rehber sayesinde E-Ticaret platformunuzu günümüz şartlarına uygun bir yazım diline geçirebilir, sosyal sorumluluk imajınızı güçlendirerek tüketicinizle bağ kurabilirsiniz.
Sosyal Medya Dilini Yakından Takip Edin
Sosyal sorumluluk günümüzün altın değerindeki kelimesi. Geçtiğimiz yıllarda gerçek kürk kullanımına karşı sosyal medyada başlayan antipati yüzünden, bir çok marka imaj kaybına uğradı. Bu yüzden bir gözünüz her zaman sosyal medya üzerinde olmalı.
Günümüz dünyasında, gerçek kürk lafı gibi, herhangi bir ırkçılık belirtisi gösteren cümleler kullanmak da yasak. Hayvan dostu, anti ırkçı, engellilere karşı saygılı, kısacası 2019 yılındaki uygarlığa her anlamıyla uyuşan bir dil geçirmeniz gerekiyor. Bin düşünüp bir yazmadan önce, sosyal medyadaki gelişmeleri ve tepkileri takip ederek çağımıza ayak uydurabilirsiniz.
Veriler İçin Müşterilerinizden İzin İsteyin
Bu madde günümüzdeki en ciddi sorunlardan birini yansıtıyor. Yasalar kişisel veri güvenliği konusunda giderek sertleşiyor. Kullanıcılarınıza üyelik sözleşmesinde bazı verilerin işleneceğini onaylatmış olabilirsiniz. Günümüz insanı artık bunu saymıyor. Türkiye’de, yıllardır çalıştığı bankanın yan firmasından arandığı için bile ateşlenen tüketici krizleri yakın dönemde yaşandı.
Tüketicilerinizin verilerini toplamak yerine, onlardan izin isteyin. Yeni E-Postalar attın ve verilerin hangi şartlar altında işlendiğini, kullanıcıların bunun karşılığında nasıl hizmetler alacaklarını anlattın.
Yardım Kampanyalarını Kullanıcılarla Birlikte Yönetin
Sosyal adalet çağının en iyi yanı, artık insanları yardım kampanyalarına yöneltmek çok kolay hale geldi. Sosyal sorumluluk kampanyaları eskiden zorlu planlama ve yürütme aşamalarından geçerdi. Kâr amacı gütmeyen dernekler, ya da okullara yardım için kullanıcıları seferber edebilirsiniz.
Platformunuzda sattığınız ürünün sosyal sorumluluk kampanyalarında hiç önemi yok. İnsanlara, hayvanlara ya da vakıflara yardım ederken bir yandan tüketicilerin kendilerini daha iyi hissetmelerini ve size karşı olan marka sevdalarının artmasını sağlayabilirsiniz.
Bir sosyal sorumluluk kampanyası kurgulayın ve sattığınız ürünün gelirinin bir kısmının ya da hepsinin bağışlanacağını tüketicilerinize duyurun. Karşılıklı yardım ve fayda sizi çok farklı yerlere götürecek.
Şeffaf Olun Ama Her Şeyi Açıklamayın
Özellikle sosyal medya hesaplarınız üzerinden, şirketinizin yaptıkları, ne kadar yeşil (ekoloji dostu) ürünler kullandığını, sosyal sorumluluk konusunda başarılı işler yürütüğünü insanlara duyurun. Günümüzde insanlar, şirketlerin yönetim kurularına üyeymiş gibi iç tüzüklere de karışmak istiyorlar. Bu yüzden şeffaf şekilde doğayı ve insanlığı koruyor olduğunuzun sadece sonuçlarını gösterin.
Unutmayın fazla bilgi içinden çıkılmaz bir sarmalın içerisinde yer almanıza da neden olabilir.
Tüketicilerin Dostane Sesi Olun
Bu madde aslında, mağazacılığın ve esnaflığın temel direklerinden biridir. İnsanlar markanızla ilgili sorun yaşadıkları zaman, karışlarında kendilerini ciddiye alan dostane bir yüz görmek isterler. Sorunları çözülmese bile iyi iletişim sayesinde tekrar sizinle çalışmaya devam ederler.
Günümüzün otonom iş dünyasında, atılan şikayet mesajları ve yapılan görüşmelerde standart bir dille karşılaşan tüketici markalara karşı kin besliyor. Örneğin bir sipariş veren tüketici yaşadığı soruna karşı sadece Destek başlıklı bir cevap gelmesinden nefret ediyor.
Bu yüzden, şikayet mesajlarında, gerçek isimler kullanmayı dikkat edin. Basma kalıp cümlelerle cevap vermek yerine tek satır bile olsa sorunu anladığınızı tüketicinizin yanında olduğunuzu gösteren cümleler kurun.
Emin olun, bu sayede tüketicinin sabrı ve anlayışı yükselecek hatta sizi uğraştırdığı için davranışları da kibarlaşacaktır.